Bu yıl 5.si düzenlenen Beyoğlu Sahaf Festivali Tepebaşı'nda TRT stüdyolarının yanıbaşında ikamet ediyor. Festivale ev sahipliği yapan mekan manzarası ve Beyoğlu dokusu ile misafirini oldukça iyi ağırlıyor. 18 Eylül'e kadar sürecek olan festivalde en nadide kitaplardan plaklara, kartpostallardan bambaşka insanların fotoğraflarına, çok kıymetli gazete ve dergi koleksiyonlarından poster ve film afişlerine kadar dğeri ehlince malum çok çeşitli parçalara rastlamak mümkün. Kalabalıklar farklı farklı arayışlarda. Başka başka kitaplara dokunan ellerdeki ortak his şüphsiz en güzel şeye dokunmanın tatlı hissi. Başların içlerindeki fikirler farklı farklı olsa da neticede hepsi kitaba eğilmekteler. Ve hepsinde ortak o sıcacık gülümseme oluyor göze çarpan.45lik eserler eşliğinde yudumladığınız sıcak çayla yorgunluğu şöyle bi attıktan sonra dolaşmaya devam!
Zannediyorum günlerden Pazar olmasının da katkısı ile yoğunlaşan kalabalıkta yürümekte zorlanıyorum. Aradığım kitabı sormak için sesimi oldukça yükseltmek zorundayım. Halimden gayet memnunum. "Keşke daha sık olsa böyle etkinlikler" diye mırıldanarak çıkışa doğru ilerlerken kitabın kucakladığı bu kalabalıkta tuhaf bir hareketlilik görüyorum. İlginç ve çirkin sloganlar duymaya başlıyorum. Bu dokunun büyüsünü dağıtıveren kargaşanın nedenini ise görüyorum ki dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu'nun festivali ziyareti. Bu ziyaretten rahatsız olan bir grubun başlattığı protesto daha da çirkinleşmeye başladığı vakit adımlarım hızlanıyor. O samimi dokuyu yerlebir eden bu manzaranın gözlerimden silinmesini umud ederek festivalin birkaç dakika önce damağımda bıraktığı tadı hissetmeye çalışıyorum.
"Kitap zekayı kibarlaştırır!" diyen Cemil Meriç'i düşünüyorum. İnsanların kıyıcı olduğunu anladığı vakit kitaplara kaçan ve kitapları bir savaşçı edasıyla koruyan Cemil Meriç'i... "Kitap" küçük siyasi kavgalara alet olmaktan münezzeh olmalı değil mi?Kibarlaşmak için kitaplara muhtacız!
İstanbul.
