19 Aralık 2013 Perşembe

"güllerin karşımda her an solmadan durmaktadır"

Ah bu şarkıların hikayesi...

Beni müziğin de ötesine götüren, adeta kokusu olan hikayeler...

İşte onlardan biri daha;

"Necmeddin hoca, tuğrakeş Hakkı bey'le yakınlaşınca ve gülcü şükrü baba'yı da tanıyınca, onlardaki gülcülük merakına kendini de kaptırmıştır. üsküdar'daki ahşap evinin ulu ağaçlarla dolu 4000 m2'lik bahçesinin bir bölümünü 1926'da gül yetiştirmeğe ayırmış ve burada 400 çeşide kadar gül yetiştirmiş, yarışmalara katılıp madalyalar almıştır. işin asıl hoş tarafı, bir gülün botanik künyelerini latince olarak bilmesi ve gördüğü cinsi bu isimle tanımlamasıydı. üstad'daki şu gül aşkına bakınız ki, benim kendilerine mülaki olduğum 1955 yılında bile, artık eskisi gibi meşgul olamadığı için, yine de kırk çeşit gülü kalmıştı. 1961'de toygartepesi'ndeki evinden koşuyolu'nda bir apartman katına taşınınca gülden de, bahçesinden de kopmak mecburiyetinde kalan necmeddin efendi, talebesinden ali alparslan'ın, 1963 yılında vazifeyle bulunduğu londra'dan kendisine mükemmel bir gül katalogu göndermesi üzerine, şu hazin kıt'ayı ona cevaben yazmıştı:

güllerin karşımda her an, solmadan durmakdadır,
hem temaşasıyla gönlüm şad-man olmakdadır.
eski bagçem hatıra geldikçe dîdem hün olur,
şimdi gül resmiyle necmi geçmişi anmakdadır
."


prof. dr. ugur derman´a ait yazinin tamami icin #19523088

Niyazi Sayın'ın bestesi ve Meral Uğurlu hanımefendinin icrası ile buyrunuz;

https://www.youtube.com/watch?v=swNPngpFMTY